Avşa Adası: Marmara Denizi’nin incisi

Marmara Denizi‘nin güneybatısında Marmara Adaları diye anılan üç büyük adadan (Avşa, Marmara, Paşalimanı) biri olan Avşa Adasıİstanbul başta olmak üzere çevre illerin favori tatil mekanı haline geldi. Eski adı Türkeli Adası olan Avşa, yeni çıkan bir yasayla idari anlamda Balıkesir‘in Marmara ilçesine bağlı Avşa Beldesi kimliğini kazanmış. 36 km’lik yüzölçümüne sahip olan adanın kuzeyinde Ekinlik Adası, kuzey-doğusunda Marmara Adası, doğusunda ise Paşalimanı ve Koyun Adası bulunuyor. Marmara Denizi‘nde denize girilebilecek en temiz ada olarak biliniyor, ve adanın çevresinde birçok göz kamaştırıcı koy bulunuyor.

Bir gün konaklamalı keşif için erken saatlerde İDO Yenikapı Terminali‘nden hareket eden deniz otobüsümüz yaklaşık 3 saat sonra İstanbul‘dan 72 deniz mili uzaklıktaki İDO Avşa İskelesi‘ne ulaşıyor (Erdek’ten ise 18 deniz mili uzaklıkta). İner inmez iskelede, önceden rezervasyon yaptırdığım Suna Butik Otel‘in işletmecisi Arif abimiz ile tanışıyoruz. Eğer rezervasyon yaptırmayıp ‘ben kafama göre gideyim, kalacak yer elbet bulurum’ diye düşünüyorsanız, iskelede sizi bekleyen ‘otel lazım mı abi?’ cilerin akşam yemeği olabilirsiniz. Bu yüzden gitmeden önce kalacak yerinizi ayarlamanızı tavsiye ederim.

Kahvaltı yapıp, otele yerleştikten sonra sıcakkanlılığı ile tanıştığımız andan itibaren sempatimizi kazanan işletmeci Arif abi, bize arabasıyla adanın tamamını gezdireceğini ve rehberlik edeceğini müjdeleyince büyük bir şaşkınlığa uğruyoruz 🙂

Hal böyle olunca da hiç vakit kaybetmeden başlıyoruz Avşa Adası‘nı turlamaya…

Arif abinin rehberliğinde adanın güneyine doğru hızlıca yol almaya başlarken adanın genel yapısıyla ilgili bilgileri öğreniyoruz. Avşa Adası halk arasında iskelenin sağı ve solu olarak bölünmüş vaziyette. Tatilciler daha çok sağını (iskeleye arkanızı verdiğinizde) tercih ediyormuş. Çünkü adaya yapılan ve yarım kalan yeni yat limanı projesi akıntıların yönlerini değiştirerek doğal düzeni bozunca, adanın sol tarafı çok rüzgarlı, akıntılı ve dalgalı olmaya başlamış. Adanın yerleşimi daha çok sağ tarafa kaymış.

Bu genel bilgileri öğrendikten sonra adanın tek tarihi kalıntısı olan manastırının yanından geçtik. Manastırın çevresi tel örgülerle kapalı ve bu yüzden turizme açık olmadığını düşünüyorum. Zaten terk edilmeye yüz tutmuş bir vaziyetteydi.

avsa adasi 2 1
© Fotoğraf: Fatih Ozdemir

Tertemiz koylar, güneyi aratmıyor

Avşa Adası‘nda gerçekten çok hoş koylar bulunuyor. Arif abi bize koyların tamamını gezdirdi: Çınar, Kumtur, Mavikoy, Tavşanlı, İncirli, Kumburnu, Beyazsaray, Altınkum, Yiğitler… Bu koyların bazılarına toplu ulaşım ile ulaşmak da mümkün. O yüzden geldiğinizde kendinizi sadece iskele yanlarındaki plajlarla sınırlamamanızı tavsiye ederim.

Adada dikkatimi çeken en önemli detay ağaç bulunmamasıydı. Bir ara ağaçlandırma çalışması yapılmaya kalkışılmış. Çalışmalardan kalma ağaç toplulukları bulunuyor, ama onlar da çölde yalnız kalmış ağaçlar gibi duruyor. Kısaca, adanın doğal bitki örtüsü bodur çalılar, dikenli ve otsu bitki toplulukları, beyaz kum zambakları ve diğer tür çiçeklerden oluşuyor.

Ayrıca adada üzüm bağları da geniş yer tutuyor. Çünkü Avşa Adası şarapçılıkla da meşhur bir hale gelmiş. Bunu duyar duymaz Arif abimizden ricada bulunarak, adada bulunan meşhur şarap tesislerinden biri olan Bortaçina‘ya da gitmesini istedik. Yiğitler Köyü Liman Mevkii‘de bulunan Bortaçina Şarap Evi‘nde işletmeci Ali İhsan Bortaçina ile tanışarak, ondan şarabın üretim aşamalarını öğrendik. Şarap Evi aynı zamanda çok otantik bir restoran olarak da dizayn edilmiş. Yani hoş bir akşam yemeği için tercih edilebilir.

Biraz daha ilerledikten sonra adanın dengesini değiştiren Avşa Adası Türkeli Yat Limanı projesinin olduğu yere ulaştık. Liman için deniz doldurulmuş, fakat daha sonra hiçbir çalışma yapılmamış. Olan yine adanın doğal dengesine olmuş.

Gezimiz ilerledikçe yorulmaya yüz tutmaya başladık. Bu yüzden Arif abimize de fazla zahmet vermeden gezimizin arabalı kısmını sonlandırarak, çarşısını yaya olarak gezmeye başladık. Avşa‘nın iskele meydanına çıkan dar ve uzun caddelerinde alışveriş yapma imkanınız da bulunuyor. Hediyelik eşya’dan giyime kadar birçok seçenek mevcut. Ayrıca adada birçok süpermarket şubesi de bulunuyor.

Güneş batmaya başlayınca adanın gerçek güzelliği ortaya çıkıyor. Gökyüzü, deniz ve hemen karşıdaki Hayırsız Ada dedikleri Fener Adası, ufuk çizgisine karışmaya hazırlanan güneşle birleşince tadından yenmez görüntüler ortaya çıktı. Harika günbatımı manzaraları tek tek objektiflerimize dahil oldu. Tamamına aşağıdaki fotoğraf albümünden ulaşabilirsiniz.

Avşa’nın gece eğlencesi de bir hayli renkli. Büyük ve köklü gece kulüpleri olan TanzClub Liatris ve Avşa Arena Disco adada başı çeken yerlerden.

Toparlarsak; konumu bakımından çok tercih edilen bir olan Avşa Adası, özellikle de en çok ziyaretçi aldığı İstanbul gibi büyük bir metropolün tatil ihtiyacını karşılayabilecek düzeyde. Ayrıca Marmara’da denize girilebilecek en temiz yer olarak da biliniyor, ki gerçekten de durum böyle. Eğer tatil planı yapıyorsanız, Avşa’yı öncelik listenize eklemenizi tavsiye ederim.

Avşa Adası‘nda kalbi iyilikle çarpan insanları bırakarak İstanbul’a geri dönmek zorunda kaldım. Özellikle de Suna Butik Otel‘in işletmecisi Arif abimizi ve eşi Suna ablayı tanıyınca, keşke birkaç gün daha kalabilseydim dedim. Bizi harika bir şekilde misafir ettikleri için kendilerine çok teşekkür ediyorum.

Bu içeriği paylaşın

Seyahat Bültenimize Abone Olun

Ücretsiz bültenimize abone olmak için e-posta adresinizi aşağıya girebilirsiniz.

Görüşünüzü Bildirin

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir