Galata Kulesi’nin tarihçesini biliyor musunuz?

İstanbul Boğazı’nın Altın Boynuz Haliç ile birleştiği, şehre hakim bir noktada yer alan 67 metre yüksekliğindeki Galata Kulesi; dünyanın en bilinen simgelerinden biri haline gelmiş tarihi bir taş kuledir.

Tam olarak ne zaman inşa edildiği bilinmeyen ve en son Cenevizliler tarafından Akdeniz ve Karadeniz’deki bir dizi ekonomik ve ticari faaliyetler için kullanılan kulenin, daha çok MS 507 yıllarında Bizans İmparatoru Justinianus‘un döneminde canlandığı bilinmektedir. Cenevizliler tarafından Christea Turris (Mesih Kulesi) olarak anılan kule, Bizanslılar tarafından da Megalos Pyrgos (Büyük Kule) gibi isimlerle adlandırılmış.

1509 yılındaki büyük İstanbul depreminin ardından ağır hasar gören kule ünlü Osmanlı mimarı Hayreddin tarafından tekrar restore edilmiştir. Kanuni Sultan Süleyman döneminde Kasımpaşa Tersanesi’nde çalışmaya mahkum edilen tutuklular için hapishane görevi gören kulenin üst katına 16. yüzyılın sonlarında astrolog Takiyüddin Efendi tarafından rasathane eklenmiş olsa da, 1546-1595 yıllarında Sultan III.Murat tarafından tekrar hapishane olarak kullanılmış. Bir dönem Mehter Takımı tarafından da kullanılan kule, İstanbul’daki çoğu bölgeyi görmesi nedeniyle 1717’de bir yangın gözetleme kulesine dönüştürülmüş. 1794’te bu kez kulenin kendisi yanmış ve Sultan III.Selim döneminde tekrar restore edilmiş. 1831’de bir kez daha yangına maruz kalan kule, Sultan Mahmut‘un döneminde eklenen son iki katı ve ikonik sivri ucunun da eklendiği büyük bir restorasyondan tekrar geçerek günümüze kadar ulaşmıştır.

Galata Kulesi hakkında bilinen en ilgi çekici ve öne çıkan hikaye ise efsanevi Osmanlı hava bilimcisi Hezarfen Ahmet Çelebi‘ye ait. Evliya Çelebi‘nin Seyahatnamesi‘nde de yer alan hikayeye göre Hezarfen Ahmet Çelebi, özel hazırladığı ve kollarına bağladığı yapay kanatlarla kulenin tepesinden kendini İstanbul Boğazı‘na bırakarak Üsküdar’daki Doğancılar Meydanı‘nda sonlanan başarılı bir uçuş gerçekleştirmiş. Dünya bilim tarihi açısından oldukça önemli olan bu olay, iddialara göre Hezarfen Ahmet Çelebi‘nin Sultan Murad Han tarafından Cezayir‘e sürgün edilmesiyle üzücü bir şekilde sonuçlanmış. Bu nedenle de çok önemsenmeyerek tarihin tozlu raflarına karışmış.

1960 yılından bu yana İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından restore edilerek işletilen kule, 2020 yılında alınan bir Cumhurbaşkanlığı kararıyla belediyeden alınıp Vakıflar Genel Müdürlüğü‘ne devredilmiştir. 2013 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne dahil edilen ve günümüzde ziyarete açık olan Galata Kulesi, terasında 360 derecelik panoramik bir İstanbul manzarası sunuyor.

İstanbul'u merak ediyor musunuz?

Ortadan boğaz ile bölünen iki kıta üzerine kurulmuş, geleneksel doğu kültürü ile birleşmiş modern bir batı kenti olan İstanbul'u Gezimingo'da keşfedebilirsiniz.

Bu içeriği paylaşın

Seyahat Bültenimize Abone Olun

Ücretsiz bültenimize abone olmak için e-posta adresinizi aşağıya girebilirsiniz.

Görüşünüzü Bildirin

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir