Fındığın başkenti, kirazın anavatanı olarak bilinen Giresun, Karadeniz’in yükselen turizm destinasyonlarının başında geliyor. İsminin yabani kiraz ağaçlarından dolayı Yunanca “Kerasus” (Kiraz diyarı) kelimesinden geldiği söylenir.
Doğuda Trabzon ve Gümüşhane, güneydoğuda Erzincan, güney ve güneybatıda Sivas, batıda Ordu illeri, kuzeyde ise Karadeniz’in çevrelediği bu doğa harikası şehri yakından tanımanızı ve gittiğinizde yaşayacağınız serüveninizi kolaylaştırmak adına kapsamlı bir Giresun gezi rehberi hazırladık. İşte Giresun’a gittiğinizde görülecek en iyi 25 yer:
Giresun Adası

Herkül ve Argonaut’ların altın postu aramak için geldiği ve amazon savaşçı kadınlarının erkeklerden uzak bir dünya kurarak yaşadığı başta olmak üzere birçok efsaneye sahip olan Giresun Adası (Altın Post Adası), sizi mitolojik bir yolculuğa davet ediyor.
Giresun Adası tarih boyunca Areas, Areas Nisas, Area, Aria, Areionesos, Chalceritis, Island of Birds, Aretias, Puga gibi farklı isimlerle anılmış. Adanın bu kadar fazla isimle anılması, adaya birden çok halkın ve kültürün hakim olduğunu gösteren en önemli delil sayılıyor.
Bir efsaneye göre; adanın tam karşısında kartal gagasını andıran Gedikkaya’dan kopan bir parçanın denize yerleşmesiyle oluştuğu söyleniyor. Tanrıların savaştığı, güzel prenseslerin aşkları uğruna kendi canına kıydığı, daha iyi savaşabilmek için göğüslerinden birini kesen Amazon kadın savaşçıların yaşadığı bu muhteşem tarihi ada günümüzde ziyarete açıktır.
Dünyaca ünlü Zamanda Yolculuk turizm konseptinin de (Bridging Ages) üyesi olan Giresun Adası‘nın tarih, mitoloji ve doğal hayatla harmanlanmış öyküsü yolculuğunuz boyunca size ada yerlileri tarafından anlatılıyor. 40 dönümlük bir alanı kaplayan ada, manastır harabesi ve sur gibi tarihi kalıntıları da bünyesinde barındırıyor. Karadeniz Bölgesi‘nde Akdeniz ikliminin görüldüğü tek yer olan adada 71 farklı bitki türü bulunuyor.
Hitit döneminde yazılı tabletler; M.Ö. 1600’lü yıllarda bölgeye hakim olan ilk medeniyetin Miletoslular olduğunu bildiriyor. Ancak Miletoslular bölgeyi kalıcı olarak kullanmak yerine; yer altı ve yer üstü kaynaklarını sömürü amaçlı kullanmışlar. Daha sonraları denizci medeniyetlerden olan Cenevizliler ve Venediklilerce gemi sığınağı olarak kullanılan ada; yıllar boyunca sırasıyla Roma İmparatorluğu, Pontus ve son olarak da Osmanlı Devleti tarafından çeşitli amaçlarla kullanılarak günümüze kadar gelmiştir.
Karadeniz’in ilk ve tek yaşanabilen adası olan Giresun Adası‘na ulaşım, Giresun şehir merkezinden kaldırılan vapur seferleri ile sağlanıyor. Ada doğal koruma alanı olduğundan, ekosistemini bozmamak adına günlük bir ziyaretçi üst limiti de belirlenmiş durumda.
İkinci dereceden sit alanı olarak ilan edilen ada; 2019 yılı ile birlikte UNESCO Geçici Dünya Mirası Listesi’ne aday olmuştur.
Giresun Adası’na ziyaret şehir merkezinden kalkan Altın Post adındaki tekne ile 14:00, 16:00 ve 18:00’da sağlanmaktadır.
Giresun Kalesi

Giresun’un şehir merkezinin tam ortasındaki yarımadada, deniz seviyesinden 100 metre yükseklikteki volkanik kayalığın zirvesini oluşturan Giresun Kalesi; tarihi özelliklerinin yanı sıra, eşsiz bir Giresun şehir manzarası panoraması da sunuyor. Manzaralı restoranları ve barbekü alanlarının bulunduğu mesire alanıyla aynı zamanda şehrin piknik noktası da olan tarihi Giresun Kalesi, Karadeniz Bölgesi’nin ayakta kalmış en önemli tarihi noktalarından biridir.
Giresun’a akropol görevi de üstlenen bu tarihi kalenin, M.Ö 2. yüzyılda Pontus Kralı I. Farnakes tarafından yaptırıldığı biliniyor. İçerisinde saray kalıntısı barındıran bir iç kale ve giriş kapılarının konumlandığı dış kale olmak üzere iki bölümden oluşan kale; birinci derece doğal ve arkeolojik sit alanı olarak korunuyor. Yazılı kaynaklarda amfi tiyatrolar gibi yapılardan da bahsediliyor olsa da bu yapılar günümüze kadar ulaşmamıştır.
Kalenin zirve noktasında Milli Mücadele Dönemi’ndeki kahramanlıklarıyla bilinen halk kahramanı Topal Osman Ağa‘nın anıt mezarı da yer alıyor. Kalede ayrıca tarihi bir savaş topu, manzara izleme noktaları, sarnıçlar, kuyular, su yalakları, gözetleme kuleleri ve mağaralar bulunuyor.
Kuzalan Şelalesi Tabiat Parkı ve Mavi Göl

Giresun’un doğal güzellikleriyle ünlü Dereli ilçesinde 482 hektarlık bir alana yayılan Kuzalan Şelalesi Tabiat Parkı; içerisindeki 4 kollu dev Kuzalan Şelalesi, sodalı akan bir suya sahip Mavi Göl, kırmızı rengiyle dikkat çeken Cehennem Deresi ve yükseklerindeki beyaz travertenleri ile Doğu Karadeniz‘in en önemli doğa turizmi noktalarından biridir.
Ahşap yolları ve eşsiz doğasıyla öne çıkan tabiat parkının, en dikkat çeken noktalarından biri olan Kuzalan Şelalesi; yükseklerdeki beyaz travertenlerden akarak geliyor ve 4 kola ayrılarak eşsiz bir doğal güzelliği ortaya çıkarıyor.

Parkın biraz ilerisinde yer alan ve Türkiye’nin sayılı sodalı göllerinden biri olan Mavi Göl ise en büyüğü 30 metre çapında olan turkuaz renkli 3 adet göl ve bağlantılarından oluşuyor. Ziyaretçilerin içine girerek de yüzebildiği doğa koruma alanındaki (!) bu muhteşem göl, Karadeniz‘in tek sodalı deresi olan Göksu Deresi‘nin Aksu Çayı kırılımında yer alıyor. Kireç taşları ve sodalı suyun etkisiyle turkuaz rengi alan Mavi Göl‘ün bu özelliğini sadece Haziran-Temmuz aylarından sonra yağmurlu olmayan günlerde görebileceğinizi de belirtmekte fayda var.
Kuzalan Şelalesi Tabiat Parkı‘nın bir diğer öne çıkan güzelliği ise Pamukkale’yi anımsatan beyaz travertenlerdir. Kuzalan Şelalesi ve Mavi Göl‘ün arasındaki yokuş yolu takip ederek görebileceğiniz bu travertenler, ziyaretçiler tarafından pek bilinmese keşfedilmeyenin peşinde olan doğa tutkunlarını cezbediyor.
60 farklı familyaya ait 129 bitki türü ve 36 familyaya ait 105 kuş türüne de ev sahipliği yapan bu muhteşem tabiat parkının en zirve noktası; deniz seviyesinden 1800 metre yükseklikteki Dikoluk Pınarı ve Marazlı Tepesi‘dir. Tabiat parkı Giresun şehir merkezine 45 km ve Dereli İlçesine 13 km uzaklıktadır.
Şebinkarahisar Meryem Ana Manastırı

Giresun’un Şebinkarahisar ilçesinin merkeze 11 km uzaklıktaki Kayadibi Köyü‘nde yüksek bir dağda yer alan Meryem Ana Manastırı; Trabzon’daki Sümela Manastırı’ndan sonra Türkiye’de bulunan en büyük doğal ve oyma manastır olarak biliniyor. Barındırdığı benzer özellikleri nedeniyle, kompleksin zaten bu ünlü manastırdan etkilenilerek inşa edildiği söyleniyor.
Bizans Dönemi‘nde kayaya oyularak inşa edilen bu Ortaçağ’dan kalma 4 katlı manastırın en üst katı kilise olarak kullanılmış. İlk üç katı ise salon, mutfak ve tuvalet gibi çeşitli amaçlarla kullanılan 32 adet odadan oluşuyor. Duvarları resimlerle süslü manastır, 1939’da bölgede gerçekleşen büyük depremde çok ciddi zarar görmüş.
Uzun bir süre kaderine terk edilen manastır, 2014 yılında Giresun Valiliği ve Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından restore edilerek ziyarete açılmıştır. Birinci derecede doğal ve arkeolojik sit alanı olan manastır; son dönemdeki bu yanlış restorasyon uygulaması nedeniyle tarihi özelliğini büyük ölçüde yitirerek neredeyse yeniden inşa edilmiştir.
Her gün 09:00 – 19:00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Zeytinlik (Gogora Mahallesi)

Giresun’un en turistik noktalarından biri olan tarihi Zeytinlik Mahallesi; 2 asırlık tarihi evleriyle öne çıkıyor. Gogora Mahallesi olarak da anılan bu tarihi mahalledeki evlerin, Avrupa’ya fındık götüren gemilerin getirdiği ithal malzemelerle fındık zenginleri tarafından inşa edildiği söyleniyor.
Marsilya’dan gelen kiremitler, evlerin en karakteristik özelliğidir. Kitabelere göreyse en eskisi 1840’lı yıllarda inşa edilmiş olan bu evlerin hiçbiri; bir diğerinin ışığına, manzarasına ya da hava dolaşımına etki etmiyor.
UNESCO’nun dünya miras listesine aday olan ve özenle korunan bu tarihi konakların günümüzde hala bazı sahipleri bulunuyor. Bazıları çeşitli restoran ve kafeler tarafından işletilirken, büyük bir çoğunluğu ise kaderine terk edilmiş durumdadır.
Kümbet Yaylası

Giresun’un doğal güzellikleriyle ünlü Dereli ilçesinde 1710 metre yükseklikte bulunan Kümbet Yaylası; Giresun’un ve bölgenin en meşhur yaylalarından biridir. Giresun şehir merkezine 52 kilometre uzaklıktaki yayla doğal güzelliklerinin yanı sıra içinde bakkal, kasap, fırın, manav, berber ve kır kahveleri barındıran minik çarşısıyla da öne çıkıyor.
Sis Dağı

Yılın büyük bir çoğunluğunda sislerle kaplı olduğundan dolayı Sis Dağı olarak adlandırılan ve Doğu Karadeniz sıra dağlarının uzantılarından biri olan 2182 metre yükseklikteki bu dağ; Giresun’un ve bölgenin denize en yakın ve en yüksek dağıdır. Görele ilçe sınırları içerisinde yer alan Sis Dağı, kıyıya 40 km uzaklıkta olduğu için günübirlik gezintiler ve yayla şenlikleri için de oldukça tercih edilen bir yayladır.
C statüsünde Milli Park olarak korunmaya alınan dağ, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca Kış Turizmi Merkezi olarak da ilan edilmiştir. Bu nedenle yaylanın çok sayıda doğa sporuna elverişli olduğunu da ifade etmek mümkün.
Trabzon il sınırına da oldukça yakın olan Sis Dağı Yaylası, bu özelliğinden dolayı iki ilin de önemli turizm değerleri arasına girmiştir.
Kulakkaya Yaylası

Giresun şehir merkezine 40 km uzaklıktaki Dereli ilçesinde 1700 metrelik yükseklikte yer alan Kulakkaya Yaylası; Giresun’un ve bölgenin en popüler yaylalarından biridir.
Eşsiz havası ve doğasıyla öne çıkan yayla aynı zamanda çeşitli orman güllerine ve vargit çiçeklerine de ev sahipliği yapıyor. Yaylanın içerisinde yer alan Alçakbel Ormaniçi Piknik Alanı ise temiz hava eşliğinde piknik yapmak isteyenlerin tercihi oluyor.
Tirebolu Kalesi (Saint Jean Kalesi)

Tirebolu ilçesinde denize uzanan bir yarımadada yer alan Tirebolu Kalesi (Saint Jean Kalesi); M.Ö. 15. yüzyılda yapıldığı iddia edilen bir orta çağ kalesidir. Moloz taş malzemelerin yığılmasıyla inşa edilen kalenin içerisinde Bizans Dönemi’nden kalma bir şapel ve Osmanlı Dönemi’nden kalma mescid ve mezar taşı kalıntıları bulunuyor.
Bulunduğu ilçeye de adını veren Tirebolu ismi; “Üç Şehir” anlamına gelen Tripolis kelimesinden geliyor. Bu durum buraya yakın noktalarda yer alan Bedrama Kalesi ve Espiye’deki Andoz Kalesi‘nin Tirebolu Kalesi ile arasındaki ilişkiyi gözler önüne seriyor.
Bölgede günümüze kadar ulaşabilen kaleler arasında denize sıfır olmasıyla öne çıkan Tirebolu Kalesi, günümüzde ne yazık ki tam anlamıyla korunamamaktadır. Kalenin içerisinde bir kafeterya bulunmaktadır ve ziyaret saatleri bu işletmenin insiyatifindedir.
Şebinkarahisar Kalesi

Giresun’un Şebinkarahisar ilçesinin akropolü görevi gören Kelkit Vadisi’nin kuzeyinde denizden 1360 metrede yer alan Şebinkarahisar Kalesi; Roma Dönemi öncesine dayanan geçmişiyle tarihe ışık tutuyor. Hacı Kayası olarak da bilinen şehre hakim bir tepede konumlanan tarihi kalenin yapım tarihiyle ilgili net bir kaynak günümüze kadar ulaşamamış. Buna rağmen günümüze kadar gelen kale surlarının önemli bir kısmının Mengücekler tarafından yenilendiği söyleniyor.
Kalenin günümüzdeki giriş kapısı Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde inşa edilmiş. Kapının üzerindeki kitabe ve çift başlı kartal kabartmasının 1896 yılında yol edildiği ve kalenin genel olarak 1915 yılındaki Ermeni ayaklanmasında büyük zarar gördüğü biliniyor. Kalenin bu ayaklanmadan önceki durumunu Evliya Çelebi Seyahatnamesi‘nde açık bir şekilde öğrenebiliyoruz. Seyahatnameye göre kalenin içinde 70’e yakın ev, çok sayıda sarnıç, buğday ambarları ve Küçük Fatih Camisi yer alıyormuş. Kalede “Kırk Badal” adı verilen su tüneli başta olmak üzere çok sayıda su sarnıcı da keşfedilmiş.
Giresun Müzesi (Gogora Kilisesi)

Giresun’un tarihi mahallesi Zeytinlik‘te 19. yüzyılın ortalarından kalma tarihi bir kilise binasının içinde yer alan Giresun Müzesi; bir kent ve arkeoloji müzesi olarak karşımıza çıkıyor.
Giresun’un kültürüne ait değerlerin de yer aldığı müzede; köklü bir tarihe ve kültüre sahip olan Giresun’da bu zamana kadar yapılmış olan kazılarda ortaya çıkarılan, en eskisi M.Ö. 3000’li yıllara dayanan Eski Tunç Çağı, Hitit, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait antik eserler, taş kabartmalar, eski tarihlerde kullanılan silah, giysi ve para örnekleri sergileniyor.
Bölgede yaşayan Rumlar tarafından yapıldığı bilinen bu kilise; tarihte Aziz Nikola Kilisesi ya da içinde bulunduğu eski adı Gogora olan tarihi mahalleden dolayı Gogora Kilisesi olarak da anılıyor. Çoğunlukla boş kalan bu tarihi bina, 1948-1967 yılları arasında cezaevi olarak da kullanılmış ve 1988 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından restore edilerek müzeye çevrilmiş.
Müzeyi ziyaretinizde ana kilise binasının yanı sıra, Papaz Evi olarak bilinen ve iki mahzenden oluşan alandaki bir diğer yapıyı da ziyaret etmeyi unutmayın. Her gün 10:00 ve 17:00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Giresun Krater Gölleri

Giresun’un Dereli ilçesine 57 km uzaklıkta 2754 metrelik bir rakımda birbiri ardına sıralanan Giresun Krater Gölleri‘ne halk arasında Karagöl, Sağrak Gölü, Aygır Gölü ve Bağırsak Gölü gibi isimler verilmiş. Yaban hayatı açısından da büyük önem taşıyan göllerin çevresinde birçok hayvan çeşidi bulunuyor. Sunduğu manzaralarla ender görülen görüntülere sahne olan gölün çevresi doğa aktiviteleri için de oldukça uygun olduğundan oldukça rağbet görüyor.
Hava koşulları açısından riskli bir bölge olduğundan önceden kontrol ederek ziyaret etmelisiniz.
Yedi Değirmenler Mağarası Tabiat Parkı

Giresun’un Espiye ilçe merkezine 28 kilometrelik mesafedeki Yedi Değirmenler Mağarası Tabiat Parkı; 103 hektarlık bir alanda 5 şelalesi, 7 değirmeni, 2 mağarası, 1 adet kale kalıntısı ve 30’dan fazla obruğuyla muhteşem bir doğa sunuyor.
Patlaksu Deresi’nden çıkan suların şelaleler halinde tarihi değirmenleri döndürerek Karadona Deresi’ne dökülmesiyle oluşan bu güzelliğine; 45 farklı familyaya ait 97 tür bitki eşlik ediyor. Aynı zamanda leylek, balıkçıl, güvercin, baykuş, doğan, kırlangıç ve ördek gibi 36 familyaya ait 102 kuş türünü de burada gözlemleyebilirsiniz.
Şelaleler en çok Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında coşkulu aktığından bu tarihlerde ziyaret etmenizi tavsiye ederiz.
Yavşan Vadisi (Kök Ev)

Giresun’un Dereli ilçesinin Akçalı Köyü’nde yer alan Yavşan Vadisi; çok sayıda ziyaretçi almasına rağmen Karadeniz’in hala doğal kalmış yerlerinden biridir. Giresun-Sivas yolu üzerinden ayrılan dar bir yol üzerinden ulaşılabilen vadinin en çok öne çıkan noktası Kök Ev olarak bilinen, özel bir restoran işletmesidir.
Modern hayattan uzaklaşarak kendine doğanın içerisinde ahşaptan bir dünya yaratan Ergun Şahin, halk arasında yerli Robinson olarak da tanınıyor. Kök Ev adı ise onun dere yatağından topladığı ağaç kökleriyle yaptığı mini heykellerden oluşturduğu minik müzeden geliyor.
Asfalt bir yolu olmadığından bölgeyi hava kararmadan ziyaret etmenizde fayda var.
Hasan Tepesi

Giresun şehir merkezinin Seldeğirmeni Mahallesi’nde yer alan Hasan Tepesi; Giresun’un muhteşem şehir merkezini, Giresun Adası‘nı ve Karadeniz’in sonsuz maviliğini en iyi keşfedebileceğiniz şehirdeki en iyi manzara izleme noktalarından biridir. Tepede bulunan çay bahçesinde Karadeniz yaylalarından gelen çayın tadını yudumlayabilir ve şehre hakim bir salıncağın keyfini çıkarabilirsiniz.
Hasan Tepesi özel bir çay bahçesi işletmecisinin yönetiminde olduğundan 09:00–22:00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Gedikkaya Tepesi (St. Demetrius)

Giresun şehir merkezinin doğu yakasında kartal gagasını andıran görüntüsüyle dikkat çeken 200 metre yükseklikteki Gedikkaya Tepesi; henüz bozulmamış doğal bir patikadan tırmanarak çıkabildiğiniz bir tepedir. Hiking sporu tutkunlarını da oldukça cezbeden bu tepenin zirvesinde, sizi eşsiz bir Giresun manzarası bekliyor.
Şehrin çoğu yerinden de rahat bir şekilde görünebilen Gedikkaya‘nın bu ilginç görüntüsünün altında aslında çok bilindik bir efsane yatıyor. Rivayete göre Gedikkaya‘dan kopan bir parça, Giresun Adası‘nı oluşturmuş. Adanın ve tepenin karşılıklı simetrik konumunu düşündüğünüzde bu rivayete ister istemez hak veriyorsunuz.
Bir başka rivayet ise tepenin, Giresun’un güzelliği karşısında ağzının açık kaldığına referans ediyor.
Tepeye güvenlik önlemleri bulunmayan bir yerden tırmandığınız için hava kararmadan gitmenizi tavsiye ediyoruz.
Eynesil Kalesi

Giresun’un Eynesil ilçesinde denize uzanan kayalık bir yarımadanın üzerinde inşa edilmiş olan Eynesil Kalesi; hakkında hiçbir akademik kaynak bulunamaması nedeniyle tarihi gizemini koruyor. Güncel kaynaklara göre kalenin Roma Dönemi’nde inşa edildiğinin yanı sıra yapıldığında içerisinde yer alan sarnıçtan ve kiliseden de hiçbir iz kalmadığı ifade ediliyor.
2001 yılında restore edilerek ziyarete açılan Eynesil Kalesi; Giresun ve Trabzon illerinin tam ortasındaki stratejik konumuyla çok sayıda ziyaretçi ağırlamaktadır.
Espiye Andoz Kalesi

Giresun’un Espiye ilçesi sahilinin yakınlarında deniz seviyesinden 250 metre yükseklikte yer alan Andoz Kalesi; M.Ö. 1300’lü yıllarda şehre akropol görevi görmesi için inşa edildiği tahmin edilen ve günümüzde hala korunabilmiş etrafı surlarla çevrili bir kaledir.
Karadeniz Bölgesi’ndeki korunabilen tarihi güzelliklerden biri olan bu kaleye günümüzde ulaşmak için, araç yolundan başlayan patika bir yolu izlemeniz gerekiyor. Ek olarak belirtmekte fayda var ki yapılan restorasyon çalışmaları yetersiz olduğu için bakımsızlığı ile canınızı sıkabilir.
Herhangi bir kuruma bağlı olmadığı için kaleye girişler serbesttir. Fakat hava kararmadan önce gitmenizi tavsiye ederiz.
Atatürk Meydanı

Giresun’un şehir merkezinin tam kalbi olarak bilinen Atatürk Meydanı, şehrin en önemli caddesi olan Gazi Caddesi‘nin sahil yoluyla birleştiği noktada yer alıyor. Tarih boyunca çok sayıda değişiklik geçiren meydan, en son Giresun Belediyesi tarafından yapılan restorasyonla trafiğe kapatılarak, çeşitli etkinliklerin de yapılabildiği tam bir şehir meydanına dönüşmüştür.
Meydanda en çok dikkat çeken yapılardan birisi tarihi Giresun Belediyesi binasıdır. Belediye binasının önündeki başının üstünde fındık taşıyan iki köylüyü simgeleyen “Fındık Başımızın Tacıdır” heykeli, Giresun’un fındıkla kalkınan tarım ekonomisini vurgulamaktadır.
Bu havuzlu heykelin biraz ilerisinde de Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ulu önder Mustafa Kemal Atatürk‘ün dev bir heykeli bulunuyor. Heykelin altında yazan “Afyonkarahisar ve Dumlupınar’da sizin uşaklar da vardı” yazısı ise Atatürk‘ün Cumhuriyet’in ilanının ardından 19 Eylül 1924 tarihinde Giresun’u ziyareti sırasında söylediği en dikkat çeken sözlerinden biridir.
Gazi Caddesi

Klasik Rum şehircilik düzeninden nasibini alan Giresun; genellikle her santimetresi denize açılan havadar Gazi Caddesi‘nde buluşuyor. Cadde, bu özelliğini Rumların her sokağı denize bakan mimari anlayışından alıyor. Tarihten bu yana daima şehrin kalbini oluşturmuş bu dik yokuşlu caddede Karadeniz’in sonsuz maviliğinin eşliğinde alışveriş yapıp, yöresel yemeklerin tadını çıkarabilirsiniz.
Üzülerek belirtmek gerekir ki cadde denize bakan güzelliğini, Giresun Limanı’ndaki çirkin bir sanayileşme nedeniyle kaybetmiştir.
Giresun Belediyesi Millet Bahçesi

Giresun Kalesi’ne tırmanırken meşhur Kazancılar Yokuşu’nun tepesinde bulunan Giresun Belediyesi Millet Bahçesi; yüksekten etkileyici Giresun şehir merkezi manzarası eşliğinde Karadeniz lezzetiyle harmanlanmış çayınızı yudumlayıp, yöresel çörekleri tadabileceğiniz butik bir çay bahçesidir.
Giresun Sanat Sokağı

Şehirdeki sanat aşıklarını bir araya getirmesi amacıyla, çevredeki yerel işletmelerin de desteğiyle açılan Sanat Sokağı; oldukça dar, dik ve renkli bir sokakta, el sanatları sergilerinin yanı sıra çeşitli yöresel restoran ve kafe işletmelerini barındırıyor.
Giresun Üniversitesi Tarihi Rektörlük Binası

Günümüzde Giresun Üniversitesi Rektörlüğü olarak kullanılan ve Osmanlı Padişahı Sultan II. Abdülhamit zamanında, Giresun’a Hükümet Konağı olarak hizmet vermesi için yaptırılan bu tarihi bina; Birinci Dünya Savaşı sırasında Rus donanmasının şehre saldırıları sırasında ağır hasar görmüş ve yıllar içinde çok sayıda restorasyondan geçerek ayakta kalabilmiştir.
Şehir merkezinin en görkemli yerinde, Giresun Kalesi’nin eteklerinde yer alan bu tarihi bina, Giresun’un da en dikkat çeken mimarilerinden biridir.
Rektörlük hizmetleri amacıyla kullanıldığından halka açık olmasa da Giresun şehir merkezinin neredeyse her yerinden görünebilir.
Giresun Çocuk Kütüphanesi

Giresun Çınarlar Mahallesi’nde 1850–1900 yılları arasında inşa edildiği bilinen tarihi bir katolik kilise binasında yer alan Giresun Çocuk Kütüphanesi; 1967 yılından beri şehrin kültürel varlığına önemli katkılar sunmaktadır.
Cephe düzenlemesi, iç mekan zemin döşemesi, pencere biçimleri ve dekoratif tavanı ile Giresun’daki gayrimüslüm yapılarının en güzel örneklerinden birisidir.
Pazar ve Pazartesi günleri hariç haftanın beş günü 08.00 – 17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Meryem Ana Kaya Tapınağı (Kaya Kilise)

Halk arasında Meryem Ana Kaya Tapınağı (Kaya Kilise) olarak bilinen bu tarihi yer; eski zamanlarda Giresun Kalesi’nin batı tarafındaki limanda 2-3 metre yükseklikteki bir kayanın içine oyularak yapılmış. MS 4. ve 5. yüzyıllar arasında kiliseye dönüştürüldüğü tahmin edilen bu mağaraya kolay ulaşım için Osmanlı Dönemi’nde bir de taştan bir kemer köprü de inşa edilmiş. Yapının taşıdığı en önemli izlerden biri de, avlusunda yer alan ve denizcilerin gelip su aldığı kutsal sayılan çeşmedir.
Eski dönemlerde “Panaia” ya da “Surp Serkis” adlarıyla da bilinen bu yerin, günümüzde Giresun Müzesi olarak kullanılan Gogora Kilisesi’ne su kanalı ile bağlı olduğu da keşfedildi. Hatta bu keşifler sırasında 3 adet mezar da bulunmuş.
O yıllarda Karadeniz’in hırçın sularının aşındırdığı bu tarihi kilise, günümüzde inşa edilen Karadeniz Sahilyolu nedeniyle denizden oldukça uzakta kalmış ve orijinalliğini yitirmiştir. 2013 yılında Giresun Valiliği tarafından gerçekleştirilen restorasyon çalışmasıyla halka açılan kilise sadece birkaç ay ziyarete açık kalmış ve sebebi bilinmeyen bir şekilde tekrar kapatılarak kaderine terk edilmiştir. Yine de o döneme ait liman izlerini hala dışardan da gözlemleyebilmek mümkün.
Karaburun Deliklitaş Plajı

Giresun‘un Görele ilçesi Karaburun Mevkii’nde yer alan Deliklitaş Plajı; adını deniz sularının aşındırmasıyla doğal yollarla oluşan yanıbaşındaki delikli bir dev kayalıktan alıyor. Kum ve çakıl karışımıyla aynı zamanda deniz turizminde de öne çıkan plaj, çok sayıda kişi tarafından kullanılmaktadır.
Üzülerek belirtmeliyiz ki son yıllarda yerel yönetimlerdeki anlaşmazlıklardan ötürü ve plajı temiz kullanmayan yerel halk nedeniyle; bu doğa harikası plajın çevresinde çöp dağları oluşmuş.
Uluburun Plajı

Giresun’un Keşap ilçesinde Değirmenağzı bölgesinde bulunan Uluburun Plajı; tertemiz suyu, eşsiz Karadeniz manzarası ve doğal güzelliği ile bölgenin en popüler butik plajlarından biridir.
Gelin Kayası

Giresun‘un merkezine yakın bir mevkiide bulunan Mesudiye Köyü‘nün Taşhan bölgesinde Kemaliye Yolu üzerinde bulunan Gelin Kayası; dik bir dağ yamacı üzerinde üst üste çıkmış iki dev kayadan oluşuyor.
İki dev kütlenin nasıl üst üste gelmiş olabileceğine ve o dağın yamacında nasıl yıkılmadan durabildiğine dair getirilen mantıklı bir cevap olmaması yüzünden, turistik açıdan oldukça ilgi görmektedir.
Gelin Kayası adı ise, kaya kütlelerinin bebeğini sırtında taşıyan bir kadın görünümünde olması ve bu duruma dayanan halk arasındaki bir efsaneden geliyor.
Efsaneye göre; güzeller güzeli genç bir kız, görücü usulü ile sevmediği bir erkek ile evlendirilmek isteniyormuş. Anne ve babasına karşı çok saygılı olan iyi kalpli kız buna itiraz edebilecek durumda değilmiş. İçten içe köyün başka bir delikanlısı ile hayatını birleştirmek, onunla evlenmek istiyormuş. Ama bunu ailesi ile paylaşmaktan da sıkılıyormuş, biraz da babadan korkuyormuş. Tanımadığı, sevmediği bir erkeğe verilmesine engel olamamış. Düğün tarihi gelmiş çatmış ve nihayet koca evine gelin olarak yolcu edilmiş. Gelin alayı önünde giden at üzerinde götürülürken içinden Allah’a dua edip yalvarmış: “-Allah’ım, beni kötü koca eline düşürme, taş et dondur” demiş. İyi kalpli gelinin duası kabul olmuş ve gelin alayının önünde, at üstünde taş oluvermiş.
Günün her saati ziyaret edilebilse de turistik bir düzenleme yapılmadığından hava kararmadan ziyaret etmelisiniz.
Kuşköy (Kuşdili Köyü)

Yalnızca Giresun’un değil, Türkiye’nin de en ilginç köyü olan Çanakçı ilçesindeki Kuşköy (Kuşdili Köyü)‘de; derenin gürültüsünden birbirini duyamayan köy halkı birbiriyle Kuş Dili ile konuşuyor.
Doğu Karadeniz’de halk arasında “kuş dili” olarak ifade edilen “ıslık dili“, UNESCO Acil Koruma Gerektiren Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi‘ne dahil edilmiş durumda. Çok sayıda belgesele de konu olan bu köyü ziyaret ederek kültürünü görebilir ve Çanakçı Deresi’nin eşliğinde doğal bir nefes alabilirsiniz.
Köyü günün her saati ziyaret edebilseniz de yerel halkın özgür yaşam alanına saygı göstermekte fayda var.
Şahin Kayası (Doğal Türkiye Haritası)

Giresun’un Keşap ilçesinde Karabulduk Beldesi Armutdüzü Köyü’nde bulunan Şahin Kayası (Doğal Türkiye Haritası), üzerinde herhangi bir insan müdahalesi olmadan doğal yollarla oluşan Türkiye haritası silüeti nedeniyle oldukça ilgi çekiyor.
2006 yılında koruma altına alınan Doğal Türkiye Haritası‘nda irili ufaklı birçok mağara bulunuyor. Hatta bu mağaralardan birinin içerisinde 15 metre derinlikte bir göl ve yer altı deresi de yer alıyor. 1. derece doğal sit alanı olarak ilan edilen bölge özel olarak korunmaktadır.
Tarihi Ağa Köprüsü

Günümüze dek ayakta kalabilmiş ve halk arasında Ağa’nın Köprüsü olarak da bilinen Tarihi Ağa Köprüsü; 1816 yıllarında Kethüdazade Mehmet Emin Ağa tarafından yaptırılmış bir kemer köprüdür. Giresun’un Yağlıdere ilçesi Umutbükü Köyü’ndeki Yağlıdere Irmağı üzerinde yer alan köprünün inşaatında moloz ve kesme taşlar kullanılmış. Yakın zamanda restorasyondan geçen köprü koruma alanı olduğundan araç trafiğine kapalıdır.
Çıkrıkkapı Seddi (Hacı Abdullah Duvarı)

Giresun‘un Alucra Çakrak Köyü‘ne bağlı Çıkrıkkapı Yaylası‘nda yer alan 6,5 kilometre uzunluğundaki Hacı Abdullah Duvarı‘nın, Çin Seddi‘nden sonra ayakta kalmayı başarabilmiş en uzun savunma duvarı olduğu iddia ediliyor.
Hacı Abdullahzade tarafından 1610 yıllarda Rum işçilere yaptırıldığı bilinen duvarın yapılma amacı bölgede ekilen ürünleri hayvanlardan korumakmış. Duvarların en yüksek noktası 1,5 metredir.
Ordu-Giresun Uluslararası Havalimanı (OGU)

Türkiye’nin ve Avrupa’nın deniz üzerine inşa edilen ilk ve tek havalimanı olan Ordu-Giresun Uluslararası Havalimanı (OGU); Ordu‘nun Gülyalı ve Giresun‘un Piraziz ilçeleri arasında yer alıyor.
İki şehre hizmet veren ve 2015 yılında açıldığı günden beri Karadeniz Bölgesi‘nin en önemli havalimanlarından biri haline gelen 3 Milyon yolcu taşıma kapasiteli havalimanı, doğayla iç içe modern terminal binasıyla da dikkat çekiyor.
Denizin üzerinde inşa edilme özelliğiyle Türkiye ve Avrupa’da ilk olsa da, dünyada ilk değildir. Dünyanın deniz üzerine inşa edilen ilk havalimanı Japonya’daki Kansai Uluslararası Havalimanı (KIX)‘dır.
Ordu-Giresun Uluslararası Havalimanı’na ulaşım
Havalimanı’na ulaşmak için Ordu ve Giresun’dan kalkan Havaş otobüslerini kullanabilirsiniz. Ayrıca Ordu ve Giresun’un şehir merkezinden karşılıklı olarak kalkan otobüs seferlerini de tercih edebilirsiniz ama bu otobüsler sizi anayolda bırakacağından terminale yürümeniz gerekecektir.
Giresun Krater Gölünün Bulancak İlçesinde Olduğunu Belirtmek Yerine Dereliye Olan Uzaklığını Belirtmişsiniz ????
Merhabalar ilimizin türkiyede kadına şiddetin en fazla oldugu il olması üzdü beni neden bu güzel şehir böyle anılıyor ki acaba sebepleri nedendir araştırılsın
Canımın içi karadeniz ne kadar özledim be