İsrail’de günübirlik Tel Aviv ve Kudüs kültür turu

Türkiye ve İsrail arasında yaşanan siyasi gerilimden dolayı İsrail’e gidişim, birçok kişi tarafından tuhaf karşılanmıştı. Fakat ön yargılardan arınmak, toplumumuzun en çok ihtiyacı olan olgu olduğunu savunabilirim. İsrail’e gidiş amacım aslında Türkiye Girişimcilik Vakfı organizasyonu olan bir girişimcilik turuydu. Bu turdan arta kalan zamanlarda şehri de gezme fırsatım oldu. Bu yazımda sizlere İsrail’deki şehir izlenimlerime dair bilgiler vermeye çalışacağım.

Neden İsrail’e gittim?

Bir girişimci için ibretlik hikayeler barındıran İsrail’de 8 milyon kişi yaşıyor. Uzun ve dar bir şekle sahip olan İsrail, 470 km uzunluğunda ve en geniş bölgesi yaklaşık 135 km olarak ölçülmüş. Oldukça küçük bir ülke olan İsrail nüfusunun %75’i Yahudi, %20’si ise Arap Müslümanlardan oluşuyor. Ülkenin resmi dili İbranice ve Arapça. Para birimi ise Yeni İsrail Şekeli. ILS ya da NIS olarak da kısaltılıyor. Ülkenin kişi başına düşen milli gelirinin oldukça yüksek olmasından dolayı şehir bize oldukça pahalı geldi. Ayrıca İsrail, Türkiye’nin en çok ihracat yaptığı 5. ülke konumunda.

Tel Aviv Azrieli Center ve Seyir Terası - © Fotoğraf: Shai Pal / Unsplash
Tel Aviv Azrieli Center ve Seyir Terası – © Fotoğraf: Shai Pal / Unsplash

70 yıl önce kurulmasına ve çevresinde birçok siyasi tehdit barındırmasına rağmen ülkede 5000’e yakın start-up bulunuyor. Bu sayı 74 milyon nüfusa sahip 100 yıllık Türkiye’de ise yaklaşık 1800. Bu seyahati yapmamızın asıl nedeni de buydu.

İsrail’in başkenti uluslararası camiada Tel Aviv, İsrail Meclisi kararına göre de Kudüs olarak belirlenmiş. Kudüs (Jerusalem) ile Tel Aviv arası uzaklık yaklaşık 55km. Çok fazla bilgim olmadığı için yanlış bilgi vermek istemiyorum ama Filistin toprakları üzerine yeni kurulan bir ülke ve 1947 yılında Birleşmiş Milletler nezdinde yapılan ateşkes anlaşması kapsamında topraklar paylaştırılmış. Filistin bu paylaşım sonrasında oldukça kopuk bir toprak yapısına maruz bırakılmış. Jerusalem’e giderken Yahudi mahalleleri ve Müslüman mahalleleri arasındaki kültür ve yaşayış farkını net bir şekilde görebilmek mümkün. Biz daha çok otobüsle turistik bir şekilde gezdiğimiz için içerilerde neler döndüğünü elbette bilemiyoruz. 

Tel Aviv Tayelet - © Fotoğraf: Shai Pal / Unsplash
Tel Aviv Tayelet – © Fotoğraf: Shai Pal / Unsplash

Ülkenin tamamında yol tabelaları İbranice, Arapça ve İngilizce olarak yazılmış. Paralarında da Arapça yazıyor. Hatta okullarda da zorunlu Arapça dersinin verildiğini öğrendim. Bunu tasarı olarak meclise sunan milletvekili Oren Hazan gerekçe olarak şunu demiş. “Terörün arttığı ve birliğimizin bozulduğu bu günlerde, vatandaşlarımız arasındaki anlaşmazlığı gidermek büyük önem taşıyor. Bunu başarmanın en iyi yolu da birbirimizi anlamaktan geçiyor. 1.5 milyon İsrailli Arap’ın kültürünü, düşünce yapısını ve Ortadoğu’da Arapça konuşan milyonlarca kişiyi anlamanın tek yolu bu.”. Bu uygulamanın beni oldukça şaşırttığını söyleyebilirim. Ülkenin İbranice adı ise Yişrael. Yahudilikte Y harfi oldukça kutsal olarak görülüyormuş. Bundan dolayı neredeyse hepsinin isminde Y harfi bulunuyor. Ayrıca Allah’ın adı onlarda Yehova diye geçiyor. Fakat bu ismi telaffuz etmemeleri gerektiğine dair inanışları var. Bundan dolayı rehberimiz de sadece harfleri bize kodlayarak bu bilgiyi verebildi.

Yolculuğumuz başlıyor…

Sabah İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan başlayan yolculuğumuz 2,5 saat sonra adını İsrail’in ilk başbakanından alan Tel Aviv Ben-Gurion Havalimanı’nda devam etti. Pasaport kontrol noktasında güleryüzlü personeller tarafından karşılandık ve Türk olduğumuz için herhangi bir ayrı yaptırım ve ırkçılığa maruz kalmadık. Gezi boyunca da bu devam etti. Tam aksine Türk olduğumuzu söyleyince daha fazla ilgiyle karşılandık. Girdiğim bakkaldan bir örnek vermem gerekirse ilk başta beni Rus zanneden bakkal amca, Türk olduğumu söyleyince oldukça ilgili davrandı ve çıkarken “Güle Güle Arkadaş” diyerek uğurladı. Bunun gibi birçok yaşadığım hikaye sayabilirim 🙂 Havalimanından ülkeye rahat bir şekilde girdikten sonra tur otobüsümüz bizi Jerusalem’e götürmek için yola çıktı. Uçağımız rötar yaptığı için tur programımız biraz sarktı ve Kudüs’e vardığımızda hava kararmıştı. İlk olarak Müslüman mahallesinden geçerek Hz. Muhammed’in miraca yükseldiği Mescid-i Aksa’yı (El-Aksa) geniş bir açıdan gören tepeye çıktık. Daha sonra aşağıya inerek Yafa Kapısı’ndan 3 din için de kutsal sayılan topraklara giriş yaptık. 

Kudüs Mescid-i Aksa - © Fotoğraf: Fatih Özdemir
Kudüs Mescid-i Aksa – © Fotoğraf: Fatih Özdemir

Önce Kudüs’ün eski şehir duvarları içerisinde yer alan Yeniden Diriliş Kilisesi’ni ziyaret ettik. Bu kilise Hz. İsa’nın çarmıha gerildiği yer olarak biliniyor. Söylentilere göre, Konstantin’in annesi Helena, İsa’nın gerildiği çarmıhı burada bulmuştur. Mezarının da orada olduğu ve hristiyanlığa göre bu kiliseden tekrar dirileceğine inanılıyor. Rum Ortodoks Patriğinin merkezi olarak hizmet etmesinin yanında birçok kilise tarafından da ortak olarak kullanılmaktaymış. 

Kilisenin temizliği de aynı şekilde iş bölümü şeklinde yapılıyormuş. Ermeniler ve Yunanlılar çoğu zaman kilisenin temizliği konusunda anlaşmazlıklar yaşıyormuş. Çünkü temizliğinde görev almak önemli bir olguymuş. Bir sonraki durağımız ise Müslümanların ilk kıblesi olan, surlarla çevrili 144 dönümden oluşan Mescid-i Aksa oluyor. Bölgenin yönetimi Ürdün’de olmasına rağmen, İsrail bölgeyi ilhak ettiğini iddia ettiği için bölgede İsrail otoritesi hakim. Camiye gayrimüslimlerin girişi yasaklanmış. Giriş için kimliğinizde İslam yazması gerekiyor. Eğer yeterince tatminkar bulunmazsa da dua okumanız isteniyor. Sadece bu da yeterli değil; bayanlar için vücut hatlarını belli eden kıyafetler giyilmesi gibi sebepler de girişinize engel.

Müslümanlıkta, Hz. Muhammed’in melek Cebrail eşliğinde, Burak adlı bineğe binerek Mescid-i Haram’dan yola çıktığı ve Mescid-i Aksa’ya ulaştığı, Burak’ı Burak Duvarı’na bağlayarak tüm Peygamberlere imamlık ederek namaz kıldığı ve sonrasında farklı katlarında Adem, Yahya, İsa, Yusuf, İdris, Harun, Musa ve İbrahim peygamberlerle buluşacak şekilde göğü katederek miraca çıktığı kabul ediliyor. Müslümanlar için oldukça önem taşıyan bu bölge aynı zamanda Yahudiler için de oldukça kutsal sayılıyor. İnançlarına göre Büyük Tapınağın ayakta kalan Batı Duvarı onlar için de kutsal kabul ediliyor. Hristiyanların etkisiyle duvar, zamanla Ağlama Duvarı olarak adlandırılmaya başlamış.

Kudüs Ağlama Duvarı - © Fotoğraf: Fatih Özdemir
Kudüs Ağlama Duvarı – © Fotoğraf: Fatih Özdemir

Ağlama duvarında da tıpkı Müslümanlık gibi kadın-erkek ayrımı bulunuyor. Duvar iki parçaya bölünerek ibadete açılmış. Yahudilerin önünde ibadet ettikleri bu duvar, Kudüs’ün ve Beyt-i mukaddesin yakılıp yıkılışını; esir olarak Romalılar tarafından başka ülkelere sürülüşlerini anmak; hatıralarını tazeleyip, kinlerini bilemek; mabede yeniden kavuşup Yahudi hakimiyetini kurmak hayali içinde dua ve gözyaşı ile yaslarını sürdürmelerini sağlamış. 3 din için de oldukça fazla manevi değer taşıyan Kudüs’e hayran kaldığımı açıkça ifade edebilirim. Tarihi dokusunun yanında oldukça da modern bir şehir yapısı görebilmek mümkün. Ben kafamda daha farklı bir bölge hayal etmiştim, fakat gördüğüm manzara bölgenin hiç de sandığım gibi olmadığını gösterdi.

Gelelim Tel Aviv’e

Kudüs’ün ardından Tel Aviv’de kalacağımız Hostel’e doğru yol aldık. Ve İsrail maceramızın geri kalanı bu şehirde ve birkaç saatliğine de olsa Netanya şehrinde sürdü. Ülkenin başkenti olarak kabul edilen Tel-Aviv’de her sokakta başka kültür görebilmeniz mümkün. Bir caddede Avrupa, bir caddede gelişmemiş Ortadoğu ülkesindeymişsiniz havasına kapılabiliyorsunuz. Sanki her an bir şey olabilirmişçesine sürekli havadan savaş uçakların geçmesi de ayrı bir psikolojik baskı yaratıyor denilebilir.

Tel Aviv Beyaz Kent (White City) - © Fotoğraf: Blake Campbell / Unsplash
Tel Aviv Beyaz Kent (White City) – © Fotoğraf: Blake Campbell / Unsplash

Gelişmekte olan bir şehir olduğundan yapım aşamasında birçok gökdelen bulunuyor. Gökdelenler dışındaki binaların kat sayısı oldukça az. Gece hayatının da oldukça renkli geçtiği söyleniyor. Biz de bu gece hayatını bir nebze olsun tatma fırsatı bulabildik 🙂 Ayrıca akşam yemeklerimiz de oldukça efsaneydi. Damak tatları bize oldukça yakın. Baharat ve humusu da çok seviyorlar. Yemekler Türkiye şartlarına göre oldukça pahalı. Bu durumu birazdan daha detaylı açıklayacağım.

İsrail’e gitme amacımız kültür ve şehir gezisinden çok iş odaklı olduğundan şehri çok fazla gezme fırsatı bulamadık. Daha çok başarıya ulaşmış start-upları ve Google, Ebay gibi dünyaca ünlü internet şirketlerinin ofislerini ziyaret ettik. Bunlarla ilgili bilgileri “Girişimcilik Ekosistemi” yazımda bulabilirsiniz.

Tel Aviv Aziz Peter Kilisesi - © Fotoğraf: Orlov Sergei / Shutterstock
Tel Aviv Aziz Peter Kilisesi – © Fotoğraf: Orlov Sergei / Shutterstock

Tabi bir gezgin için bu durum bir engel değil 🙂 Bulduğum bir boş zamanda 1,5 saatlik bir bisiklet turu yaparak Tel-Aviv sokaklarını doya doya gezdim. Akdeniz ülkesi olduğundan sahil kıyıları oldukça mükemmeldi. Kıyı şeridi boyunca plajlar bulunuyor fakat her noktada denize giremiyorsunuz, Akdeniz burada oldukça hırçın. Şehirde İstanbul’daki gibi devasa olmasa bile orta ölçekli büyüklükte alışveriş merkezleri bulunuyor. Cadde ve sokaklar oldukça düzenli, cetvelle çizilmiş gibi planlı bir yerleşim var. Bisiklet kültürü de oldukça gelişmiş. Neredeyse her noktada şehir bisikleti istasyonları var ve kredi kartınızı kullanarak bunları kiralayabiliyorsunuz. 

Tel Aviv Yafa Abdülhamid Han Saat Kulesi - © Fotoğraf: Richie Chan / Shutterstock
Tel Aviv Yafa Abdülhamid Han Saat Kulesi – © Fotoğraf: Richie Chan / Shutterstock

Oldukça pahalı bir ülke olduğunu da söyleyebilirim. Her gün yediğimiz 2,5 TL’lik cipsler, orada 15 şekel düzeyinde. Taksi ile Mecidiyeköy-Levent arası kadar bir mesafeyi yaklaşık 40 şekele gidiyorsunuz. Öğle yemeğimizde ise kola ile birlikte Humuslu döner benzeri bir şey almıştım. Ona da 49 Şekel verdim. Sanırım bu kadar ekonomik bilgi yeterli 🙂

Türkiye’ye dönüşümüzde ise havalimanında birtakım sorgulamalardan geçtik. Türkiye Girişimcilik Vakfı’na Dışişleri Bakanlığı tarafından gönderilen yazımız olduğundan bu sorgulamalar biraz daha hafif geçti ama yalnız başınıza seyahat ediyorsanız sorulara ciddiyetle ve dürüst bir şekilde cevap vermenizi tavsiye ediyorum 🙂 Ayrıca bilgisayar götürdüğünüz taktirde ekstra uygulamalara maruz kalındığınızı da hatırlatmak isterim.

Biraz uzun bir yazı oldu ama umarım faydalı bilgiler vermişimdir. Olası bir İsrail ziyaretinizde bu yazıyı baz alabilir, sorularınızı aşağıdan bana iletebilirsiniz.

Girişimcilik Ekosistemi yazımı da okumanızı tavsiye ediyor, bir başka seyahatte tekrar görüşmeyi diliyorum.

Gezimingo’daki Tel Aviv Şehir Rehberi‘nde tüm şehirdeki mekanlar hakkında bilgi alabilir ve gezi planı oluşturabilirsiniz.

Bu içeriği paylaşın

Seyahat Bültenimize Abone Olun

Ücretsiz bültenimize abone olmak için e-posta adresinizi aşağıya girebilirsiniz.

Görüşünüzü Bildirin

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir