Sahil kenarında ormanları ve deniziyle göz dolduran dünyanın gizli bahçesi Rize. Bu yazımda sizlere tarihi, doğası, mutfağı, farklı kökenlere kucak açması, hırçın denizi, dinmek bilmeyen yağmuru, dik yokuşları, misafirperverliğiyle ile Rize’yi tanıtacağım.

Rize; doğuda Çayeli ve Güneysu ile, güneyde İkizdere, batıda Derepazarı ve Kalkandere, kuzeyde Karadeniz ile çevrili bir Doğu Karadeniz bölgesi şehridir. Rizenin yüz ölçümü 3.919 km² olup, 11 ilçe ve 350 köye sahiptir. Bölgede yer yer fındık bahçeleri olsa da asıl geçim kaynağı çaydır ve Rize’nin büyük bir oranı çay bahçelerine aittir.

Rize; farklı kültürlere de kucak açmış bir memlekettir. Şöyle ki Karadeniz ismi duyulunca ilk akla gelen “laz mısın?” sorusunun cevabı olduğu yerdir Rize. Aynı zamanda “Hemşinli” vatandaşlarımıza da kucak açmıştır. Buradaki “Hemşin” Rize’nin ilçesi olan Hemşin değildir. Hemşinliler‘in çıkış noktası Türkiye’nin Rize ve Artvin illeri olan, nüfusu yaklaşık iki yüz bin kişiden oluşan Ermeni kökenli halktır. Hemşinli tanımı Hemşin’de yaşayanları değil kendine ait ortak bir kültürü, dili olan topluluğu ifade etmektedir. Rize’nin Çamlıhemşin, Hemşin ve Çayeli ilçelerinin bir bölümünü terk ederek Hopa ve Borçka ilçelerine (Artvin’e) yerleşmişler, diğer kısmı geleneksel bölgelerde kalmıştır. Ancak Hemşinlilerin kökenlerinin Ermenilere mi Türklere mi dayandığı konusunun çeşitli tartışmalara neden olduğunu söylemekte de yarar var.

M.S.10-395 yılları arasında Roma, 395 yılından itibaren de Bizans hâkimiyeti altında yer almıştır. Kommenler soyu, 1204 yılında Rize‘yi de içine alan Trabzon Rum Pontus İmparatorluğu’nu kurmuşlardır. Birinci Dünya Savaşı’nda 9 Mart 1916’da Rize, Rusların işgaline uğramış, 2 Mart 1918’de işgalden kurtulmuştur. Özellikle İpsiz Recep ve arkadaşlarının Milli Mücadele’nin ilk yıllarında İstanbul’dan Anadolu’ya silah sevkiyatındaki ve Adapazarı bölgesindeki faaliyetleri Milli Mücadele sürecinde başlı başına bir destandır.İpsiz Recep Rize’nin kurtulmasında büyük emekleri olan bir kahramandır, tıpkı Giresun’un Topal Osman Ağa’sı gibi.

Doğa harikası Rize‘nin en önemli yaylaları ise Ayder Yaylası, Anzer Yaylası, Petran Yaylası, Elevit Yaylası, Ovit Yaylası’dır. Rize’de gezilecek başlıca tarihi turistik yerleri ise Rize Müzesi (Sarı Ev), Çaykur Çay Müzesi, Taş Köprü ve Rize Atatürk Evi Müzesi olarak sıralayabiliriz.

Rize‘de her an her yerde horon edilebilir. Burdaki mutlulukları belli etme yolu da budur. Kemençesiyle, tulumuyla izlemesi ve bir o kadar da oynaması eğlenceli olan vazgeçilmez bir durumdur. Şehir merkezindeki Şahin Tepesi, Dağmaran, Dağhan ve Ziraat gibi mekanlara giderek Rize’yi adeta ayaklarınızın altındaymış gibi seyredebilirsiniz.
Rize mutfağında da 400’den fazla çeşitle hatrı sayılır bir zenginlik vardır. Yöre mutfağı; mısır, kara lahana, fasulye, süt ürünleri (yoğurt, ayran, tereyağı) ve deniz ürünleri üzerine şekillenmiştir. Sadece hamsi üzerine bile 21 çeşit lezzet bulunmaktadır.
Rize’deki başlıca lezzetler: Mısır ekmeği, muhlama, haşıl, çumur, papara, çılbır, kara lahana dolması, karalahana haşlaması, vurma lahana, fasülye tavalisi, pepeçura (tatlı), kabak sütlacı, laz böreği (tatlı), enişte lokumu, hamsili çorba, hamsi iç pilavı ve Hamsikoli’dir.
Hemşinlilerin Ermeni Dönmesi olduğuna dair kaynaklarınız nedir?
Lütfen internet üzerinden yapılan manüplasyonlara alet olmayın.
Karadeniz gerek Ordu, Rize, Trabzon ve giresun olmak üzre çok büyük değerlere sahiptir.
Karadeniz gerek Ordu, Rize, Trabzon ve giresun olmak üzre çok büyük değerlere sahiptir.